“Ben eşimi böyle görmek istemiyorum!! Evden çıkıyorum, gecelikle, uykusuzluktan gözleri şişmiş. İşten eve dönüyorum, pijamayla. Zaten çocuğun odasında uyuyup kalıyor aylardır. Tamam, biliyorum, bu annelik işini çok ciddiye aldı, her şeyi en iyi şekilde yapmak istiyor, hepsi de oğlumuz için, ama oğlumuz artık 1,5 yaşında, yeter. Yurtdışı seyahatimden ona çok şık yeni elbise ve ayakkabı getirdim, eskiden hemen ertesi gün giyerdi ve yemeğe çıkardık. Karımı özledim. Sonra da aldattı diyorlar. Böyle devam ederse…” “Peki sizce eşiniz sizi şu an nasıl anlatırdı?”diye sorunca…sessizlik... “bilmem, herhalde her zamanki gibi, ben hiç değişmedim ki?” “nasıl yani? Doğru mu anladım, 1.5 yıl önce BABA oldunuz ve hiç değişmediniz mi? O zaman ben sizi eşinizin ağzından anlatmayı deneyeceğim: “ben böyle bir vurdum duymazlık görmedim. Adam bir de doğuma girdi, gördü, ona rağmen bebekle hiç bir ilişkisi yok gibi. Yok tutamam, yok altını değiştiremem, yok gece zırtpırt kalkamam, benim işim gücüm var. Her akşam eve geliyor, aslında gelmiyor, uğruyor üstünü değiştiriyor, yemek yetiştirebildiysem onu yiyor, yetiştiremediysem direk çıkıyor.Sen de aç mısın, bişey isteyelim mi, gelirken getireyim mi, evde bir eksik var mı, bunlar zaten yok. Her akşam, yani haftanın 7 günü spora gidiyor, bu kadar da olmaz ki, tamam sporundan vazgeçme, ama bir süreliğine haftada 3’e düşür, haftada bir gün de ben gideyim, günün nasıl geçti diye sor, oğlunla bi yarım saat ilgilen ben de bir nefes alayım. Bir de bana İtalya’dan kıpkırmızı elbise getirmiş; bu göbekle ben o elbiseyi giyinmek ister miyim, içine bile sığmam, giyinemediğim için acaba kendimi nasıl hissediyorum, ve tüm bunları yaşarken bu kadar yalnız kalmak bana iyi geliyor mu, acaba o pijamaları ona inat mı giyiniyorum yoksa üzerime olan başka bir şey mi kalmadı ve ben çocukla çıkıp bir şey alabiliyor muyum, ben hiç iş hayatıma dönebilecek miyim, tekrar sosyalleşebilecek miyim, hayat artık böyle mi geçecek diye bir sohbetimiz bile yok. Çocuğun odasında uyuyup kalıyor demek kolay, uyandır, çıkar beni oradan, ben keyfime mi orada uyuyorum, o zaten uyumak değil bayılmak…. ”Evet bilerek biraz abarttım. Üstüne ekleye ekleye eşinin adına konuşmaya devam ettim.“Tamam durun lütfen” demesini bekledim, bekledim, bekledim… Ama diyemedi…
Sonuç: Tabi ki bir süre daha durumlar böyle devam etti. Hemen bugünden yarına değişmedi ama bay M. eşini bir daha aldatmadı☺ Eşinin derdinin yeni elbiseler olmadığını, özel bir dönem için özel bir desteğe ihtiyacı olduğunu anladı. Babalık rolünü benimsemekte neden bu kadar direndiğini fark etti. Sorunu tabiî ki iş-güç yada spor salonu değildi. Kendisinin de hiçbir zaman evde bulunun bir babası olmadığı ortaya çıktı, ve bir çok başka acı hikaye daha. Bunları fark edip, hayat hikâyemizin rollerimizi nasıl etkilediği arasındaki bağlantıları anlayıp çok daha iyi bir baba oldu. Ayrıca eşiyle de görüşme fırsatım oldu. Kendisine mükemmel anne olmanın imkânsız olduğunu, rollerimizde dengeli yaşamanın hepimize daha iyi geldiğini ve çok daha geliştirici olduğunu anlatmak büyük bir keyifti.
Daha fazla öğrenmek için ..ARA-SOR, GEL- GÖRÜŞELİM, YAZ-CEVAPLAYIM |